Elle'ye teşekkürler

Moda Blogger'larını konu aldıkları Ocak ayı sayılarında, bir kaç moda blogu ile birlikte "Moda Mutfağı"nı da " Tarzlarını beğeniyle takip ettiklerimiz" listesine alan Elle'ye teşekkür etmeliyim ilk olarak.Kasım ayında Hande hanımdan mail almış, rop. yanıtlamış, ancak bahanelerim çok olduğundan fotoğraf çekimlerine gidememiştim.

Bahanelerimin sonu yok. Öncelikle anneyim. Çekimler hafta içi olduğu için çocuğumun okuldan geliş saatine yetişemiyordum, bırakacak yerim yoktu, annem Antalya'daydı. Zaten yerim olsa bile o hafta taşınma telaşı ile şehir dışındaydım. Hoş, şehir dışında olmasam ne olacak, diyelim ki oğluşu bırakacak yer var,ben de evimdeyim, kıyafetlerimin hemen hepsi de kolilerdeydi. Velhasıl, elimdeki bir kaç berbat fotoyu gönderince, doğal olarak konsepte uyduramadılar.

Buna rağmen son söz de yer vermeleri büyük incelikti. Çok teşekkürler.

Bu arada yayınlanamasa da rop. tamamı meraklıları için aşağıda...

İstanbul’a gelmiş ama geldiği yeri çok özleyen İzmir’lilerden.
35 yaşina ne zaman geldiğini anlayamayan bir anne.
Eseniş koleji ardından İzmir’e dönüp Ege Ünv. Tekstil bölümü ile tekstil ve moda dünyasına giriş.Tam gün anneliğin yanısıra tarihi konu alan romanlar okumaya, resim yapmaya, yeni çikan filmleri izlemeye ve olabildiğince farklı yerlere seyahat etmeye çalışıyor.

Modayla ilgin ve bu konuda bizimle paylasmak istedigin hayatindaki keyifli dönüm noktalari?

Barbie’leri giydirme sevdası, teyzemin eski moda dergilerini karıştırmaya, oradan da giydiklerimi kesip biçip düzenlemeye gelince bu işe girmek kaçınılmaz oldu. Modanın ihtişamını, dinamizmini ve zenginliğini seviyorum, bu iş zamanla yarıştırmayı gerektirse de her anı çok keyifli.

Neden bir moda blogu ve moda blogunla moda dunyasinda hangi boslugu dolduruyorsun, hedeflerin neler?

Uzun zamandır blog sahibiyim, düşündüklerimi yazmayı ve insanların fikirlerini almayı seviyorum. Ülke değişikliği ile işimden uzakta kaldığım dönemde de bir şey kaçırmak istemediğim için moda blogunu açtım. Moda dünyasında bir boşluk doldurmak gibi bir iddiam yok, ama ne kadar çok insana ulaşabilir, moda, tasarım ve tekstil konusunda ne kadar çok bilgi edinip, fikir alışverişi yapabilirsek, Türk modaseverleri olarak gelecekte moda dünyasında da o kadar söz sahibi olacağımızı düşünüyorum. Amacım hem bu işin içinde olanlara kaçırdıkları bir detay varsa yakalatabilmek, hem de modayla alakası olmayan insanlara bir fikir verebilmek.

Moda blogunun tam adı, konsepti, iceriği, buraya bakanlar hangi ozellikleri icin baksın istersin?

Adı Moda Mutfağı. 2 yaşinda. Arkadaşim ve meslektaşim Şebnem’in de desteği ile kısa zamanda çok fazla insana ulaştık ve çok eğlenceli organizasyonlara katıldık. Her ay girişteki vitrinimiz değişiyor. Blogda sezon hakkındaki bilgileri, moda dergileri ve çekimleri hakkında fotoğrafları, vitrinler için çok önemli olduğuna inandığım reklam çekimlerini, moda dünyası ile ilgili kayda değer haberleri, defilelerin detaylarını, akımlar hakkında bilgileri ve sezonla alakalı kombinasyon önerilerimizi bulabilirler.Çok dikkatimizi çekecek bir yenilik olmadıktan sonra Hollywood ünlülerinin giydiklerini, veya her yeni çikan ürünü bloga taşimıyoruz çünkü stilin başkalarının üzerinden kopyalanarak uygulanabileceğine ve moda olan her akımın herkese yakışacağına inanmıyoruz. Moda kurbanı olmaya hayır !

Neden blogunun adi modamutfagi? Varsa tatli bir hikayesi, lutfen bizimle paylaş.

Her yeni mezun gibi okul bittiğinde tekstilin ve tasarımın farklı aşamalarında, tabiri caizse işin mutfağında çok çalistim, her ne kadar işin vitrinini sevsem de hala her ürünün yoktan var edildiği, hala her gün yeni bir şey ögrenebileceginiz, koşuşturmalı üretim yerini tercih ederim. İsmi bu sebeple Moda Mutfağı.

Kendi tarzını nasıl özetlersin, gardrobunda mutlaka olan parcalar ve asla giymeyeceklerin neler?

Asla asla deme! Ama büyük konuşup şu aralar hala gündemde olan vatkalara asla diyeceğim. Aklıma ilk gelen 80 ler. Sevmedim, sevemedim. Gardrobumun demirbaşları her kadının dolabında olması gereken klasiklerdir. Jeanler, yazları tşirtlerde, kışları boğazlı kazaklarda siyah ve beyazlar, mutlaka 50 lerin detaylarını taşiyan diz boyu elbiseler, renk renk şallar, aksesuarlar, çanta ve babetler. Belki desen konusunda daha önce çalistigim için, desenleri kullanmayı çok seviyorum. Seçimim küçük detaylarla hareketlendirdiğim sade desen ve modellerden yana.

Yeni sezon icin okurlara neler onerirsin, hangi markalari, hangi parcalari tutsunlar, atsınlar, saklasinlar?

Öncelikle moda diyerek aldıkları kendilerine yakışmayan herşeyi dağıtsınlar. Gardroplarında yoksa siyah mini elbiseler, farklı beyaz gömlekler gibi kurtarıcıları edinsinler. Bu sezon çok farklı akımların etkisinde, bu sebeple hangi tarzı kendilerine yakın bulduklarına karar vermeliler. Yoksa her moda olanı alıp birbirine karıştırmak çirkin bir görüntü oluşturabilir. Geçen sezondan skinny jeanler ve dantelli detaylar bu sezon da kullanılabilir. Marka önermeyecegim ama gerdroplarında yoksa koyu renk ceketlerden, doğal tonlardaki kabanlardan ve kırçıllı sahte kürklerden edinebilirler. Renklerden kırmızı, yanık oranj, sarı gibi sıcak renklere ve mora dikkat. Aksesuarlar, çanta ve ayakkabılar olabildiğince gösterişli. İlla ki deri eldiven. Dizin üzerine çikan uzun çizmeler için uzun ve ince bacaklı olmak lazım.

Hangi moda bloglarini ve trend sitelerini takip ediyorsun?

Türkiye'de moda blogu sayılı, olanları izlemeye çalisiyorum, daha ziyade stil blogu çok. Bu sebeple yurtdışında yayın yapan moda bloglarına göz atıyorum. Sartorialist sokak modası için iyi bir kaynak. The Cut bilgilendirici. Trend de la crème‘i eğlenceli buluyorum.Fashionolic günceli yakalıyor. Popsugar ve Fabsugar da öyle.

Moda, eglence, sanat, tasarim dunyasinda en begendigin insanlar, akımlar ?

Alexander McQueen’e hayranım. Anna Sui çok eğlenceli. Yerel, sayılı ürünleri olan, küçük butiklere dikkat etmeli. Sinema ve müzik piyasası eskisi gibi modayı etkilese de ve son zamanlarda hip hopun akımlara etkisi fazla olsa da artık stilleri takip edilenler genellikle manken ve modeller. Sokak giyimi ile ilgili bloglar artıyor, herkes kendi özgün stilini yaratmanın peşine düştü. Benim son zamanlarda en hoşuma giden şey de bu oldu. Bir mimariden, gittiği seyahatten, aldığı bir kitap, izlediği bir film yada dinlediği müzikten etkilenen , aynı tip giyinmeyen, kendi stilini edinen ama farklı olmak için saçmalamayan insanlar. İlham alınması gereken yer artık sokaklar.




3 yorum:

Sıla Yılmaz dedi ki...

Keşke katılabilseydin.. ama tebrikler yinede :)

Toplu İğne dedi ki...

aslıcımmmmmmm, çok çok tebrikler. gurur duydum senin adına. ismini daha nice kaliteli yayınlarda görmek dileğiyle...

Aslı Cin dedi ki...

İğneciğim teşekkür ederim, senden bu övgüyü almak bir başka benim için :)

Toolbar