Kişinin özgürlüğü, başkasının özgürlüğünün başladığı yerde biter.

Dünyada artık moda haftalarında blog yazarları da en ünlü moda yazarlarının yanına yerleşiyor. İstanbul Fashion Week’te de blog yazarlarına akreditasyon verildi.Her önüne gelenin kendi keyfine göre yorumluyor olması rahatsız edici bence. Davet ediliyor olmalarına bu anlamda biraz daha sert bakıyorum. O moda blogunun, başkalarının görmediği neyi ifade ettiğine bakmak lazım. Yurtdışında kişilere zarar vermeden, yapılan iş üzerinden hareketle yorumlarını çok başarılı bir şekilde yapabiliyorlar. Ama Türkiye’de bu yorumların yerinde yapılabildiğini zannetmiyorum, biraz kişisel olduğunu düşünüyorum bazı şeylerin. Blog yazarının kimsenin göremediği bir noktayı görüp, gösteriyor olması gerekiyor... Türkiye’de bu anlamda çok az sayıda blog yazarı olduğunu düşünüyorum. Hatice Gökçe...

Bu sözler bloglarda fırtınalar koparıyor. Moda blogları kendilerini sorgularken, birbirlerinin fikirlerini alıyorlar. Genel olarak kimileri cümleleri abartılı buluyorlar, kimi bu sözleri neden sarfettiğini sorgulamalı diye düşünüyor.

Ben iyi ki söylemiş bunları, diye düşünüyorum. Özeleştiri yapmamızı sağladı ki, bu ilerlememiz için illa ki gerekliydi. Farklı bloglarda farklı yorumlar okumak şahsen bana çok şey kattı.

Ben kendisine bir tasarım işçisi !!! olarak hak veriyorum.

Bir kaç yerde uzunca yazdım ama benim fikrim özetle şöyle:
Zamanla modacı - marka - PR - blogger arasında dengeler kurulacak. Bu zamana kadar benim önerim bloglar her ne kadar kişisel alanlar da olsa, eleştiri yaparken yıkıcı değil yapıcı olmamız, harcadıkları emeğe saygısızlık etmememiz ve kişiselleştirmenin sınırlarını iyi çizmemizdir. Farklı göz olmaya, blog yazarının kimsenin göremediği bir noktayı görüp, gösteriyor olmasına gelince. Hepimiz farklı gözleriz aslında, her birimiz farklı detaylar yakalıyoruz, her birimizde başka bir zenginlik var, zamanla siz modacılar gibi bu işe emek verenler de farklı yerler edinecek.

Her işte olduğu gibi...

www.modamutfagi.com