Her işte insanın eşinin dostunun desteği önemlidir. İnsanın sırtını dayayacağı birisinin olması, kapıların daha kolay açılmasını sağlar. Bu aralar moda blogları arasında en çok konuşulan konulardan biri de, içimizden birinin eşinin dostunun bir birlikte çalışıyor olması .Kimileri bunun ona ayrıcalıklar tanıdığını, bağlantıları ile bir şeyler yapabildiğini söylüyor, ben ise buna katılmıyorum. Böyle bir bağlantıyı kullanmamak aptallık olur, hem kendisi, hem de zaten onu şimdiden yere göğe sığdıramayan arkadaşlarımız için. Evet belki başlarda kapılar açılır, hatır için ayrıcalıklar tanınır, bir şeyler kazanılır yada kazandırılır, velhasıl eş dost tanımak iyidir, ama ne kadar tanırsanız tanıyın yaptığınız işi iyi yapmazsanız bir süre sonra silinip gderseniz, işinizi iyi yaparsanız, zaten o desteğe de bir süre sonra ihtiyacınız kalmaz. Bora Aksu ile ne alakası mı var? Adını ilk duyduğumuz zamanlarda onun için de benzer şeyleri duymuştuk. İngiltere Moda Konseyi tarafından Londra Moda Haftası resmi listesine bu kadar çabuk alınan ender modacılardan biri oluşuydu belki de sebebi. Ama bir çok isim yok olup giderken, o yıldızını yükseltti. IFW'de Kutoğlu ve Kaprol ile birlikte yabancı basının en çok ilgisini çeken, aşina oldukları isimdi. Profesyonel bir defilenin nasıl olması gerektiğinin dersini verdi.
Farklı kesimleri, plileri, üst üste düşünülerek bir araya getirilmiş farklı gramajlı kumaşalrı ve akıcı tuşeleri ile pudra tonlarını birleştirince çok farklı, özel bir koleksiyon çıkmış orataya...
2 yorum:
"Farklı gramajlı kumaşlar" işte, modanın mutfağından gelmenin avantajı bu. Defilede, dergide veya vitrinde kumaşın gramı anlaşılmaz, televizyondan futbol maçı seyretmek gibi, kamera ne kadarını gösterirse onu görürsünüz, o hesap.
:))) Gramajını veremem tabii ki ama görüntüdeki şeffaflık, dokumanın verdiği görüntüler, pliselerdeki kumaşın dökümü gibi detaylarla farklılıkları anlayabiliyoruz az çok.
Yorum Gönder